HERKESE MERHABALAR!
Bugün yine NETFLIX'in defalarca karşıma çıkardığı, benim de dayanamayıp en sonunda oturup, oturduğum gibi de bitirdiğim Charles Forsman'ın aynı adlı çizgi romanından uyarlanan bir diziden bahsedeceğim: THE END OF THE F***ING WORLD
Zaten dizinin adına şöyle ilk kez bir baktığınızda "Ne diyor ya bu?" gibi bir iç ses duyuyorsunuz. O yüzden biraz ön yargılıydım açıkçası ama dediğim gibi dayanamadım. Ne gelir elden!
Dizimiz kendini psikopat olarak tanımlayan ve daha büyük şeylerin peşinde olan James (Alex Lawther) ile çevresindeki her şeye bir isyanı olan asi kızımız Alyssa (Jessica Barden) arasındaki olay ve duygularla gelişen bir yol hikayesi. Dizinin kendini bir solukta izletmesinde olay örgüsünün olduğu kadar -hatta belki olay örgüsünden daha ziyade- oyunculukların etkisi var. Şahsen ben bu iki baş role cuk diye oturabilecek başka iki oyuncu tanımıyorum.
Mini bir dizi (ortalama 20 dakikalık 8 bölüm) olmasının da etkisiyle izlerken kendinizi gerçek hayattan tamamen soyutlayıp bu iki çocuğun başına gelen trajikomik olaylara kaptırıyorsunuz. Öyle ki bittiğinde baya uzun bir süre boşluğa baktım. Karakterlerle bu denli bütünleşebileceğimi tahmin etmemiştim. Ama buna da bir açıklamam var: iç sesler! Aynı "YOU" dizisinde olduğu gibi bu dizide de her iki baş rolün de içlerinden geçirdiklerini duyabiliyoruz. Bu aralar bu tekniğin hastası oldum gerçekten. Hikayenin bir parçası oluveriyorsunuz bu şekilde.
Diziyle ilgili bahsetmeden geçemeyeceğim diğer bir detay ise müzikler. Gerçekten o kadar başarılı seçilmişler ki sahneyi bambaşka bir gerçekliğe sürüklüyorlar. Diziyi izlerken bir yandan shazam sürekli hazırda beklemekteydi. Bu sayede oldukça güzel şarkılar keşfettim. En sevdiğim iki tanesi:
- Soko- We Might Be Dead By Tomorrow: https://open.spotify.com/track/49A10weBfgwg4TUM3My7iv
- Bernadette Carroll- Laughing on the Outside: https://open.spotify.com/track/3DofkfU0559aayAElVjEIr
İYİ SEYİRLER!
Yorumlar
Yorum Gönder